Tarihten Silinmeye Çalışılan Bir Kadın Firavun: Hatşepsut
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Tarih boyunca birçok kadın, erkek egemen dünyada iktidara tutunmak, mirasını korumak ve unutulmamayı başarmak için mücadele etti.
Mısır’ın ilk kadın firavunlarından biri olan Hatşepsut, bu mücadelenin en çarpıcı örneklerinden biri.
O, Mısır’ı 21 yıl boyunca yönetti, dev anıtlar inşa etti, ticaret yollarını genişletti, krallığı refaha kavuşturdu. Ancak ölümünden sonra ismi ve mirası, onu takip eden firavun III. Thutmose tarafından sistematik bir şekilde silinmeye çalışıldı. Heykelleri parçalandı, adları tapınak duvarlarından kazındı, anıtları tahrip edildi.
Ama Hatşepsut’un en büyük eseri, Deir el-Bahri’deki devasa tapınağı, zamana ve yıkıma meydan okuyarak bugün hâlâ ayakta. O ve onun hikâyesi, her şeye rağmen unutulmadı.
Bir Kadının Firavun Oluşu
Hatşepsut, MÖ 1507 civarında doğdu. Firavun I. Thutmose’un ve onun büyük kraliçesi Ahmose’un kızıydı. Ancak Mısır’da firavunların genellikle erkek olması gerektiğinden, tahtın varisi üvey kardeşi II. Thutmose oldu. Kraliyet hanedanının iç evlilik gelenekleri gereği, Hatşepsut onunla evlendi ve “Büyük Kraliyet Eşi” unvanını aldı.
Ancak II. Thutmose genç yaşta öldüğünde, arkasında tahtı devralacak kadar büyük bir varis bırakmadı. Onun ikincil bir eşinden doğan oğlu III. Thutmose henüz çocuktu. İşte tam bu noktada Hatşepsut devreye girdi.
Önceleri sadece naip (vekil) kraliçe olarak hareket etti. Ancak zamanla krallığın tam kontrolünü ele geçirerek firavun ilan edildi. Geleneksel olarak firavunların erkek olması gerektiğinden, otoritesini güçlendirmek için kendini tanrı Amun’un kızı ilan etti. Kraliyet sakalı takarak ve erkek kıyafetleri giyerek tasvir edilmesi, bu dönüşümün bir parçasıydı.
Hatşepsut’un saltanatı boyunca Mısır, barış, ekonomik büyüme ve sanatsal gelişim ile tanındı. En büyük başarılarından biri, efsanevi Punt Ülkesi’ne düzenlediği büyük ticaret seferiydi. Bu yolculukta egzotik mallar, mür ağaçları ve değerli taşlar getirildi.
Ölümsüzlüğün Anahtarı: Deir el-Bahri Tapınağı
Hatşepsut’un en büyük mirası, bugün Deir el-Bahri olarak bilinen muhteşem tapınağı oldu.
🔹 Tanrıça Hathor’a adanan bu tapınak, Mısır mimarisinin en büyük şaheserlerinden biri olarak kabul edilir.
🔹 Nil’in batı kıyısında, Krallar Vadisi’ne bakan bu tapınak, Karnak’taki Amun Tapınağı ile mükemmel bir hizaya sahiptir.
🔹 Renkli kabartmalarında Hatşepsut’un ilahi doğumu, ticaret seferleri ve tanrılarla olan ilişkisi anlatılır.
🔹 Milyon Yıllık Tapınaklar geleneğinin öncüsü olan bu yapı, kendisinden sonra gelen firavunlara da ilham verdi.
Hatşepsut’un ölümünden sonra III. Thutmose, onun anısını silmek için harekete geçti. Heykelleri yıkıldı, tapınaklardaki ismi kazındı, hatta anıtlarının bazıları yeni firavunların isimleriyle değiştirildi. Ancak tapınağı tamamen yıkılamadı ve 20. yüzyılda yapılan kazılar sayesinde Hatşepsut’un mirası tekrar gün yüzüne çıktı.
Hatşepsut’un Hikâyesi, Bugün Ne Anlatıyor?
Hatşepsut’un hikâyesi, güçlü bir kadının tarihten silinmeye çalışılmasına rağmen unutulmadığının bir kanıtı. O, geleneklere meydan okudu, krallığını başarıyla yönetti ve kendisinden sonra gelenlere ilham verdi.
Kadınların sesini kısmaya, başarılarını görmezden gelmeye ve onların hikâyelerini tarihten silmeye çalışanlara rağmen, Hatşepsut gibi kadınlar asla unutulmaz.
📌 Daha fazla bilgi için Arkeofili’yi ziyaret edebilirsiniz!