Kutsal Baykuş Oymaları Aslında Çocuk Oyuncağı Olabilir
İber Yarımadası’nda bulunan Kalkolitik dönem baykuş oymaları, muhtemelen çocukların kendilerinin oyduğu oyuncaklardı.
Yeni bir araştırmaya göre, binlerce yıl önce İber Yarımadası’ndaki çocuklar taşları baykuş şekline getirerek oynamak için avuç içi büyüklüğünde oyuncaklar yaptılar. Başlangıçta arkeologlar, karikatür benzeri figürlerin tanrıları temsil eden ve yalnızca ritüellerde kullanılan kutsal nesneler olduğunu düşünüyorlardı. Ancak yeni bir çalışma, bunların aynı zamanda çocuk oyuncakları veya muska olarak da kullanılmış olabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmak için, İspanya Ulusal Araştırma Konseyi’nden (CSIC) araştırmacılar, yarımada boyunca dağılmış mezar ve çukur alanlarında yıllar boyunca toplanan yaklaşık 4.000 oyulmuş baykuş plakasından 100’ünü incelediler.
Tümü Kalkolitik Çağ’a (MÖ 3500 – MÖ 2750) tarihlenen oymalar, baykuşun büyük ön gözleri için iki daire, gaga oyması, kanatlar, tüyler ve yırtıcı kuşların diğer göze çarpan özellikleri dahil olmak üzere kaç tane baykuş özelliğine sahip olduklarına göre derecelendirildi.
Her bir parçanın üst kısmında araştırmacıların gerçek kuş tüylerini örmek için kullanılmış olabileceğini düşündükleri iki küçük delik de bulunuyordu.
Çalışmanın baş yazarı Juan J. Negro, “Gravürlere baktığımda ilk izlenimim, bunları yapmanın basit olduğuydu. Bunları yapan kişiler, yapmak için çok fazla zaman veya beceri harcamadı ve birkaç saat içinde bitirilebilirlerdi.” diyor.
Oymalar arasındaki bir başka ortak nokta da, ağırlıklı olarak kuvars, illit ve kloritten oluşan yumuşak bir malzeme olan arduvaz kullanılarak yapılmış olmalarıydı. Arduvazın işlenebilirliği, çakmaktaşı, kuvars veya bakırdan yapılmış sivri uçlu aletler kullanılarak kolayca oyulabileceği anlamına geliyordu. Negro, “Bunu çocuklar da dahil olmak üzere herkes yapabilir.” diyor.
Peki bu Kalkolitik çağ çocuklarına diğer hayvanlar yerine baykuşlara odaklanma konusunda ilham veren şey neydi?
Negro, bunun için bir açıklaması olmadığını, ancak baykuşların bugün bile kentsel alanlarda yaygın bir görüntü olduğunu söylüyor. Araştırmaya göre, o zamanlar dünyanın o bölgesinde en bol bulunan iki baykuş türü arasında küçük baykuş (Athene noctua) ve uzun kulaklı baykuş (Asio otus) bulunuyordu.
Negro, “Büyük olasılıkla bu gençler yerleşim yerlerinde yaşıyorlardı ve sıçanları ve fareleri yedikleri bilindiğinden baykuşları düzenli olarak görüyorlardı.” diyor.
“Baykuşlar, insanların dikkat çekici bulduğu büyük kafaları ve öndeki gözleri nedeniyle diğer kuşlardan farklı. Bu nedenle çocuklardan baykuş çizmelerini isteseniz bir modele ihtiyaç duymazlar çünkü herkesin beyninde bir baykuş imgesi vardır. Tıpkı atlar, köpekler ve filler gibi ikonik hayvanlardır.”
Bu teoriyi test etmek için Negro ve ekibi, bir grup modern zaman çocuğundan baykuş resimleri çizmelerini istedi ve ortaya çıkan resim ürkütücü bir şekilde antik oymalara benziyordu.
Queensland’deki Griffith Üniversitesi’nde arkeoloji doçenti olan Michelle C. Langley, 2018’de buzul çağı çocuk oyuncakları üzerine bir makale yazmıştı. Bu çalışmanın bir parçası olmayan Langley de aynı fikirde olduğunu söylüyor.
Langley, “Dünyanın dört bir yanındaki yakın tarihli insanların kültürler arası analizi, çocukların – her yerde – kendi oyuncaklarını yarattıklarını gösteriyor. Bu oyuncakların yaygın veya başka şekilde elde edilmesi kolay ham maddelerden yapılmış olması muhtemel ve biçimleri çevrelerinde olanı takip eder. Oyuncaklar ve heykelcikler evrenseldir ve aldıkları biçim muhtemelen topluluk için ortak veya önemli hayvanlar olacaktır – yani baykuşlar bu resme uyuyor.” diyor.